
"Ateş açılan Fetih mitinginde bir arkadaşımız şehit olmuştu"
Gazeteci Yazar Mehmet Ali Tekin Gerçek Hayat dergisinde 70´lerin sonuna damgasını vuran kitlesel eylemleri yazdı. Tekin 78´de Konya´da gerçekleştirilen Fetih Mitinginde yaşamını yitiren Hasan Süren´e değindi.
Gazeteci Yazar Mehmet Ali Tekin, Fetih Mitingleri ve Hasan Süren'in Şehadeti başlıklı yazısında 12 Eylül öncesinde İslami kesimin büyük çoğunluğunun, Milli Görüş camiası içinde yer aldığına değindi.
Dönem İslami teşekküllerinin en köklü teşkilatlarından birinin, MTTB - Milli Türk Talebe Birliği olduğuna değinen Tekin, "MTTB İslami kesimin eline 1968 yılında geçti. Bu tarihin öncesinde, MTTB'nin en önemli etkinliği Çanakkale Şehitlerini anma olarak görülmekte. İslami kesimin döneminde Milli Gençlik Geceleri, Fetih Mitingleri veya Fetih Geceleri eklendi." ifadelerine yer verdi.
1969 yılında Prof Dr. Necmettin Erbakan'ın Konya'dan bağımsız milletvekili seçilmesiyle, hareketinin kitleselleşmeye başladığının altını çizen Tekin yazısında, ". 26 Ocak 1970 yılında, Milli Nizam Partisi kuruldu. Kemalistler İslam'ın Müslümanların siyasal sahnede yer almalarının önüne geçmek için 20 Mayıs 1971 tarihinde kapattıracaktı. Erbakan ve arkadaşları, hemen Milli Selamet Partisi'ni kurdular ve kaldıkları yerden devam ettiler. Milli Görüş ve Milli Selamet Partisi, Türkiye siyasetinin önemli köşe taşlarından birisi oluyordu." dile getirdi.
Söz konusu miting ve gösterilerin bir çoğuna fiilen katıldığını belirten Mehmet Ali Tekin yazısı şu şekilde:
1978 yılında Milli Selamet Partisi biri İstanbul diğeri Konya olmak üzere, iki Fetih Mitingi yaptı. İstanbul'da bir de Fetih Gecesi yapıldı. Bu gece ile ilgili afişlerin yapıştırılması, resmi izin alınmasına rağmen polis tarafından engellendi ve iki yüze yakın Akıncı göz altına alınmıştık.
Milli Selamet Partisi'nin İstanbul'daki Fetih Mitingi, 28 Mayıs Pazar günü yapıldı. Saraçhane Meydanı'nda toplanan on binlerce kişi, Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 30 civarında MSP milletvekili ve Mehteran eşliğinde, Sultanahmet'e doğru yürüyüşe geçti. Biz de her zaman olduğu gibi özel seçme 50 kişilik Fatih Akıncıları olarak, Reisimiz Metin Yüksel ile birlikte, grubun en sonunda yürüdük.
‘Biz biz Fatihlerin Nesliyiz…’
‘Zincirler Kırılsın Ayasofya açılsın…’
‘Mücahidler Geliyor…’
‘Tek Yol İslam’
sloganları atılarak, Sultanahmet Meydanı'na vardık. Burada yapılan konuşmalar akabinde, miting son buldu. Aynı akşam İstanbul'dan onlarca otobüsle, Konya'ya gittik.
Şimdiki Kule City'nin bulunduğu yerde, o zaman Konya Otogarı vardı. Otogar kavşağında, yürüyüş düzeni alan on binler sloganlar atarak, Hacı Veyiszade Camii ile Belediye binası önündeki meydana yürüdü. Burada yapılan konuşmalardan sonra miting ikindi vaktine doğru, sona erdi.
Biz Fatih Akıncıları olarak bir arada, konuşarak diğer kalabalıklarla birlikte Alaaddin Tepesi'nin solundan yürüyerek Mevlana caddesine yöneldik. Bu arada tekbirler ve sloganlar atıyoruz. Bir iki yerde polis tekbir ve slogan atmamamız için önümüzü kesti, bizi dağıtmak için coplarla saldırdı. Bizler polis barikatını ve coplarını aşıp, biraz ileride tekrar toplanıp, slogan ve tekbirlerle yürümeye devam ettik.
Mevlana Caddesinde yürürken Vilayet binasının önüne vardığımızda, bina önünde askerlerin tertibat aldığını gördük. Buradan sloganlarla Mevlana Türbesi önündeki Selimiye Camii'ne ulaştık. Fatih Akıncıları ve bazı gruplarla ikindi namazını burada kıldıktan sonra, otobüsün gelmesini beklemeye başladık. Bazı grupların otobüsleri buraya geliyor, o grup otobüsüne bindikten sonra, hangi şehirden geldiyse o istikamete doğru yola çıkıyordu.
Mevlana Türbesi önündeki çimenlik alanda ve Selimiye Camiinde kimileri namaz kılıyor, kimileri de namazdan sonra oturmuş otobüslerini bekliyordu. Bu arada polisler ve askerler, Vilayet binasının önünden buraya doğru geldiler. Kalabalığın bulunduğu alana 15-20 metre kala, kalabalığa doğru kimisi havaya kimisi yere doğru ateş etmeye, gaz ve sis bombası atmaya başladı. Biz Fatih Akıncıları olarak otobüs beklediğimiz cadde kenarından, polisler ve askerlere doğru, şişe taş ne bulduysak atmaya başladık. Tam o esnada bizim otobüs biraz ileride, Valilik karşısındaki Vakıflar binası önüne geldi. Arkadaşların hepsi otobüse bindiler. Ben önceden Metin ile konuştuğum için memlekette kalacağımdan dolayı, otobüse binmedim. Onları yolcu ettim gittiler. Ben de Aziziye cami istikametinden, eski garajda minibüse binip
Sonradan öğrendim ki Hasan Süren, o ateş esnasında şehid olmuş.
Hasan Süren Manisa'dan gelmişti. 30 Mayıs günü, Sultan Selim Camii'nde (şehid olduğu yerde) cenaze namazı kılınıp, memleketi Manisa'ya gönderildi. Sarıgöl ilçesi Tırazlar Köyü'nde toprağa verildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.