Daha önce, "karadan denize doğru" villa yürüttüğü haberleri ile gündeme gelen, "asrın tokatçısı" Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bu defa da, "kendi yazılarını yürütmesiyle" gündemde...

Villa yürütme işleri ortalığa saçıldıktan sonra, "Psiklojim bozuldu, bir süre yazı yazamaycağım" diyerek müsaade isteyen Özdil, meğer işin kolayını bulmuş...

Özdil, son bir ayda yayınlanan en az 15 yazısını, sanki yeni yazıymış gibi, piyasaya sürmüş... Pardon, okuyucularının önüne... 

Peki "okuyucular" bu yazıları okumamış mi? Birisi de çıkıp, "Abi bu yazıları daha önce okumuştuk, ne bu şimdi, dönüp dönüp aynı yazıları sürüyorsun önümüze?" demiş mi?

Dememiştir... Makarnacı olmadıklarındandır belki de!

Yılmaz Özdil; "Bu villa işleri yüzünden yazı yazamaz oldum, bana müsaade..."

"Her 23 Aralık'ta aynı yazı"

Bu olaydan sonra, Sabah gazetesinden Kenan Kıran, diğer bir Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın da, her yıl aynı yazıyı başlığını değiştirip değiştirip piyasaya-okuyucularına sürdüğünü ortaya çıkardı... İrtica ve Kubilay provakasyonu ile uyduracak yeni yalan bulamayan Sözcü yazarı, meğer her 23 Aralık'ta aynı yazıyı yayınlıyormuş...

E biz okumadığımız için, "Emin bu ne?!" diyemiyoruz, peki, siz, Emin Çölaşan'ın "sevgili okuyucuları"  siz de okumuyorsunuz Emin abinizi?

Sözcü yazarı Özdil'in yürüttüğü kendi yazısına bir örnek: