Soner'den bir villa daha çıktı!

Soner'den bir villa daha çıktı!

“Kapitalist” olsa bir şey demeyeceğim, “bırakınız yapsınlar, bırakınız çalsınlar” deyip geçeceğim...Ama bu öyle de değil... Bu, bir de “solcu...” Bir de “sosyalist...”

Normalde gazeteci milleti, fakirdir. Faturalarla boğuşur durur...

Pek “para kazandıran” bir meslek de değildir...

Mesleğin içindeki herkes bilir ki, muhabirinden editörüne, yazarından çizerine varıncaya kadar hemen hemen çoğu, kıt kanaat geçinir... Yarı aç yarı tok gezinir, iyi kötü bir ev sahibi olursa onunla yetinir filân... Hele yazanların çoğu te’lif bile alamaz vesair...

Üfürükten şişirilmiş, “yazmasa da olur yazarları” saymıyorum...

Şişirme barbie”lerin ahlaksızlıkta bunları bile gölgede bırakacak dolandırıcılıklarına girmiyorum... Üstad’ın “Villa Semer”de resmettiği “görgüsüzlüklere” hiç takılmıyor, onları semeriyle baş başa bırakıyorum...

Bir de ;

Patronlar katı” bu söylediklerime dahil değil, anlamışsınızdır...

Yani, öyle her yerinden, kırk eli milyon dolarlık, köşkler, villalar fışkıran “gazeteci” bulamazsınız tabii şartlarda...

Bu günlerde, “kaçak villa” haberleri sıklaştı, görmüşsünüzdür...

Yılmaz Özdil’in denize doğru “yürüttüğü” kaçak villası...

Fatih Portakal’ın “kaçak villa”sı...

Can Dündar’ın “kaçak villa”sı...

Listeden gündeme düşenler veya ortaya çıkanlar bu şekilde...

Geçtiğimiz günlerde, MİT şehidlerinin kimliklerini ifşa eden, bu yüzden haber müdürü ve genel yayın yönetmeni tutuklanan, Odatv’nin sahibi Soner Yalçın’ın, İstanbul’un göbeğinde 30 milyonluk bir villası daha olduğu ortaya çıktı!

“Daha” diyoruz, zira bundan önce de; Çeşme’de SİT alanında yaptığı bir köşkü-villası olduğu ortaya çıkmıştı...

“Villa”larda, usulsüzlükler, kaçak eklentiler, denize doğru yürütmeler, SİT alanın çökmeler, tarım alanlarına yerleşmeler gibi hususlar üzerinde durmayacağım...

Başka bir şeye takıldım ben;

Yahu adamın Çeşme’de öyle, İstanbul’un göbeğinde böyle; otuz kırk milyon değerinde köşkü, villası ortaya çıkıyor;

 “Kapitalist” olsa bir şey demeyeceğim, “bırakınız yapsınlar, bırakınız çalsınlar” deyip geçeceğim...

Ama bu öyle de değil...

Bu, bir de “solcu...” Bir de “sosyalist...

Bir de “Atatürkçü”, bir de fazladan “kemalist!” ...

Bütün bunların yanı sıra;

Bir de bir de...

O sahibi olduğu karanlık “operasyon” sitesinde; günde ortalama üç defa “Pelikan yalısı” manşeti patlatan...

Bir o kadar da, devlet başkanlığı konutu, külliyesi için; “Saray” göndermeli haberler yapan biri!

Şu "solcuya"(!) bak sen ya, adamın her gün bir yerden bir köşkü, villası çıkıyor! Bir de "pelikan yalısı, saray, yandaş" filân diye ön alıyor iyi mi?

Bizim çocuğun ağzıyla söylersek; “Bu kimin sosyalistiiii buuuu?!

Ya adamda biraz utanma filan olmaz mı kardeşim?

Odatv'de solculuk, Sözcü'de Atatürkçülük, ekranlarda, "inadına mini etek çağrıcılığı", Çeşme'de köşk, yetmedi, İstanbul'un göbeğinde otuz kırk milyonluk villa...

Sen muhalefette(!) bile bu kadar köşk-villa yaptıysan, -Allah muhafaza- bir de "iktidar" olsan n'olur kim bilir?

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.