İdris Kartal yazdı; "Zamanın kıymeti"ni bilmek...

İdris Kartal yazdı; "Zamanın kıymeti"ni bilmek...

İnsandan zamanın hesabı sorulacaktır. Boş işlerle meşgul olmak, boş laflar etmek ve bu boş lafları dinlemek hoş görülmez.

Zamanın Kıymeti”, önemli şahsiyetlerin hayatından örnekler sunuyor.

Kabul edilmelidir ki onların yaşam pratikleriyle günümüz insanına öğretilen ya da bizlerin alıştığı pratikler farklı. Onlar ilimle, ibadetle ve iyi örnek olma çabasıyla hareket ederken günümüz insanı daha çok maddi çıkarlar peşinde koşar. Dünya düzeninin dayattığı pratikler bunu gerektiriyor çünkü… Bunun hayatta kalmanın, biraz daha fazla para kazanmanın ve itibar görmenin gereği olarak görmeye başladığımız günden bu yana bu sarmaldan kurtulmuş değiliz. Bizleri “vakit nakittir” fasit dairesinde devamlı döndüren sistem sadece kapitalizme değil beşeri tüm sistemlerin yaktığı ateşe odun taşıyor.

zamanin-kiymeti.jpg

Zaman Geri Getirilemez

Bu nedenle Abdulfettâh Ebû Gudde tarafından kaleme alınan bu kitabı alışkanlıkları bir kenara bırakarak “ilim öğrenmek” ya da “yol-yöntem öğrenmek” maksadıyla okumayı öneriyorum. Okudukça ve tabii ki idrak ettikçe anlaşılacaktır ki bizler zamanımızı çok kere boşa harcıyor ve neredeyse gereksiz işlerle uğraşmayı bir yaşam biçimi olarak benimsiyoruz. Burada “İnandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanırsın” güzel sözünün gerçekliğini maalesef yaşayarak öğreniyoruz.

Zaman, gerek ayetlere gerekse de hadislere konu olmuştur. Tam da bu noktada Asr Suresi’ni ve Peygamber Efendimizin ilgili hadislerini hatırlamak yerinde olacaktır.  Bu kadar değerli ve geri getirilemez bir kavrama kafa yormak nice boş meşgalelere kafa yormaktan daha anlamlı olacaktır. Ancak vaktin boşa harcandığını düşünüp üzülmek de yine vaktin boşa harcanması demek olacaktır. Bu hususta İmam Gazali’nin öğütlerine göz atılabilir.

Uyku Zaman Kaybıdır

Zaman biraz da insana benzer. Zaman geçtikçe insandan bir parça kopar ve yerine gelmez. Kitapta bununla ilgili olarak Hasan Basrî’nin sözü hatırlatılıyor.  Zaman, ilim ve faydalı işler deyince muhakkak ki akla uyku gelir. Çünkü insanı en fazla engelleyen, onun ilgileneceği konuları unutturan şey uykudur. Bu nedenle uyku ile tembellik hep yan yana anılır. Sıhhat açısından uykunun gerekliliği tartışılmaz ancak yetecek kadar uyumanın diğer işlere vakit ayırmaya yardım edeceği de açıktır. Bu nedenle âlimler az uyumayı tercih ediyor ve kendilerini “zaman kaybı”ndan koruyor. Uyku planı yapmak yerine yapılacakları planlamak ve uygulamak kısa süreli hayatta yapılacak en efektif eylem olacaktır. Bunun yanında “zaman”ın çeldiricileri de zaman kaybına neden oluyor. Şimdilerde olmazsa olmazımız olan sosyal medya, oyunlar, kitaplar, eğlence amaçlı vakit ayırdığımız şeyler ve benzerleri zamanımızı alıyor ve bir daha vermemek üzere gasbediyor. Ama farkındayım bunları yirmi birinci yüzyılda savunmak gerçekçiliğini kaybetmiş tezler olarak görülecektir. Bu hususta yazılanlar kitabın ana fikrine sadakat olarak kabul edilirse hem kitabın hem de burada yazılanların neyi anlatmak istediği daha kolay ve doğru anlaşılacaktır.

Çağımızın En Büyük Hastalıklarından

Gece ile gündüz de zamanın etkin kullanımı için belirleyici olur. Âlimlerin önemli bir kısmı genel olarak çalışmalarını gece yapmayı tercih eder. Günlük meşgaleler onların da sorunu. Ayrıca gece, insanın kendisiyle baş başa kalmasına yardımcı olur. Hayatın sesli akışı ve dünyanın dönüş hızı geceleyin yok gibidir. Bu yüzden geceler bazen sığınılacak liman bazen de hızlı yol alınacak açık deniz gibidir.  Ancak bizler öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çeldiricilere gönlünü kaptırmış ve dolayısıyla hiçbir şey yapmaya zaman bulamayan insanlar olup çıktık. Derler ya çağımızın en büyük hastalığı şunlardır diye herhalde bu bahsettiğim mesele de o meseleler arasında kendisine üst sıralardan yer bulur.

İslâm ve Zaman

İslâm, zamanı önemser. Gün, saatlere ayrılmış ve belirli periyotlarla yapılacak ibadetler belirlenmiştir. İbadetlerin de zamanı vardır ve bu zamanların dışında yapılmasının doğru olmayacağı haller vardır. Aynı şekilde insandan zamanın hesabı sorulacaktır. Boş işlerle meşgul olmak, boş laflar etmek ve bu boş lafları dinlemek hoş görülmez. Sonuçta insan aldığı her nefesin hesabını vermekle yükümlüdür. Bu nedenle de ne ile meşgul olduğuna, zamanını nasıl değerlendirdiğine dikkat etmek zorundadır.

Halep doğumlu âlim Abdulfettâh Ebû Gudde’nin yazdığı ve Takdim Yayınları’ndan çıkan  “Zamanın Kıymeti”, âlimlerden alıntı birçok örnek olayla zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair öğütler veren güzel bir kitap. Bazı âlimlerin bazı kitapları defalarca okuduğunu dikkate alırsak bu kitabın da o kategoride bir kitap olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

İdris Kartal / Parantez haber

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.