Keyifli bir seyahat idi.

Sanırım Urfa’dan dönüyorduk, uçuş ekibi o günün son seferini yapıyor olmalıydılar.

Alandan hızlı bir çıkış oldu; her uçuşun sert ve hızlı başlaması gibi.

İnişlerde bu hız kalp krizine yol açabilir. Yavaş ve yumuşak olması arzu edilir.

Havada süzüldük de süzüldük.

Ekip, hizmette kusur etmedi. Yorgunlukları gülücüklerine bir ton farkı kadar etki etmiş. Samimi idiler.

Ankara üzerine geldiğimizde, kabinde hafif bir uğultu oldu, umursamadım.

O sırada kabin amiresi hanımefendi yanıma gülerek geldi;

-Mustafa bey, koltuk 26B’ye bakabilir misiniz, rahatsızlandı galiba? dedi.

Amire hanımla evvelce tanışmamıştım. Adımı görevi gereği bilir, ya mesleğimi?

THY’nin hizmet kalitesi efendim. 
 

Kısa bir değerlendirme.

Kalp krizinden şüpheleniliyor, ama değil. Fakat kim riske girmek ister? Hastayı hızlıca hastaneye ulaştırmalı.

Minik bir hesap yapıldı.

Esenboğa’ya inmek için manevra yapmak mı,

veya İstanbul’a devam etmek mi hasta için daha az risk oluşturur?

O esnada havada uçuşan bir kelime.

“Shortcut yaparız hocam”.

Elimde resmî sağlık tutanağı, kulaklarımda o kelime, shortcut, shortcut.

Karar bana bırakılmış.
 

Tamam. Shortcut yapalım.

Dudaklarda tebessüm, kulaklarda sessiz bir sevinç çığlığı.

Bir karar, birden fazla sevinç.
 

Sanırım o gece hava koridoru bize açıldı. Alana yaklaşmamızla aprona yanaşmamız rekor sürede oldu.

Yumuşak, ama kısa süren bir iniş.

Ambulans zaten bizden önce hazır.
 

***

COVID, sert ve hızlı havalandı.

Koca yüreğin yüzüne derin çizgiler açacak derecede hızlı.

Hüzün bırakacak şekilde kötü sonuçlu.

Nisan başındayız.

Ardından süzüldük de süzüldük.

İçimizdeki uğultu henüz devam ederken, alçalma anonsu Mayıs başında yapıldı. 

Alçalıyoruz.

Alana daha var.
 

***

Bu uçuşta aletler çalışmıyor.

Koca Yürek uçağı görerek indirmek zorunda. Her adımına son saniyede karar vermek zorunda. Her adımın sorumluluğu da onda.

Bu inişin yumuşak olmasını istemiyoruz.

Sert olsun.

Sert bir iniş alayım efendim.
 

Ümidimiz, 

En sert olanından bir shortcut.

Kısmet olur mu dersiniz?

Dr. Mustafa Akman / Parantez Haber