“Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya selam...”

“Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya selam...”

CHP'nin 19 Mayıs falı...

Akşam yazarlarından Ahmet Kekeç, bugünkü "CHP'nin 19 Mayıs falı" başlıkı yazısında, bugün sürekli "demokrasi isteyen" ve hep "darbe tehditlerinde" bulunan CHP'nin, dününe ve bugününe ışık tutuyor...

Ve bazı hatırlatmalar yapıyor;

İşte Ahmet Kekeç'in o yazısından bir bölüm:

Evde kalmanın güzel tarafı şu: Okuyorsun ve derinlemesine tetkik edebiliyorsun. Bazen bir varaka düşüyor unutulmuş kitapların arasından. “Ben bunu niye kesip saklamışım ki?” diye düşünüyorsun.

İlla ki bir “fayda”ya taalluk ediyordur kesip sakladığın şey.

Bugün 19 Mayıs 2020.

Kitapların arasından düşen bir varaka...

CHP’yi anlatıyor.

Daha doğrusu İsmet Paşa dönemini; Başbakanlığını ve Cumhurbaşkanlığını...

Paşa, Roma’ya resmi bir ziyaret düzenleyecektir. Matbuatta adeta bir bayram havası...

Heyecanın nedeni ne?

Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı İsmet İnönü, faşist İtalya’yı ziyaret ediyor.

Cumhuriyet gazetesi dayanamayacak, manşeti patlatacaktır: “Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya selam...”

Bu ziyaretten sonra, gazetenin sahibi ve başyazarı Yunus Nadi de şunları yazacaktır (hani, Nazım Hikmet’in yüzüne tükürmemizi söyleyen kıymetli solcu patron): “İtalya’da, İtalyan milletini asrın en mütekâmil bir cemiyet haline yükselten faşizmin gittikçe artan takdirlerine ve muhabbetlerine mazhar olmaktan kuvvet buluyorduk.”

Tercümesi şu:

Faşist İtalya, Türk heyetine (yani CHP heyetine) övgülerde bulunuyor, CHP’liler de “kuvvet bulduk” diyerek seviniyor.

Bitti mi?

Bu da Türk Ocakları kurucusu ve CHP milletvekili (iki kez de bakanlık yapmıştır) Hamdullah Suphi Tanrıöver’den: “Faşizm, bir vatan ideali etrafında iktisadi refahı, siyasi ve içtimai ahengi tesis etmeyi düşünür.”

Bir faşizm ve Mussolini övgüsü de, Murat Belge’nin dayısı Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ndan gelsin: “Mussolini sayesinde, daha doğrusu faşizm sayesinde bütün İtalya kronometre gibi işleyen bir memleket halini almıştır...”

Bütün bu rezillikler, Mustafa Kemal’in sağlığında yaşanıyor, dikkatinizi çekerim.

Bu da, CHP milletvekili ve sabık Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’tan: “Zamanımızın bir Alman tarihçisi, gerek nasyonal sosyalizmin ve gerek faşizmin Mustafa Kemal rejiminin az çok değiştirilmiş birer şeklinden başka bir şey olmadıklarını söylüyor. Çok doğru görüştür.”

Bu kez kim anlatsın?

Doktor Refik Saydam’ın ölümü üzerine Başbakanlık koltuğuna oturtulan Şükrü Saraçoğlu anlatsın: “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar, bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz.”

Yazının tamamını okumak için:

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.