Bu ülkenin çocuklarına ‘meclis kuruldu, sonra padişah kovuldu’ türünden klişe sözleri ve Osmanlı sövgüsü şiirleri ezberletmekten, İstiklal Savaşı’nın haleti ruhiyesini bağrında yaşamış ve yaşatan Birinci Meclis’in açılışının, yani 23 Nisan’ın ne anlam ihtiva ettiğini bir türlü anlatamadık.

Son yirmi yıldır öğrendik ki cumhuriyet rejiminin içerisinde fakir Anadolu insanı da varmış ve pek değerliymiş!

Cuma gününe denk getirilen ilk meclisin açılışını bilirsiniz.

Mustafa Kemal ve diğer vekiller Hacı Bayram Veli Cami’nde kılınan namazdan sonra “Sakalı Şerif” ve sancaklar eşliğinde meclis binası önüne geldi ve okunan Kuran-ı Kerim’den sonra dualar edildi ve kurbanlar kesildi. En yaşlı üye Sinop Mebusu Şerif Bey’in konuşmasıyla TBMM açılmış oldu.

Bugün böyle bir sahne yaşansa en başta CHP ülkeyi ayağa kaldırır değil mi?

Birinci dönem meclis vekilleri vatanın kurtuluşu için bir araya gelmiş, idealist, fedakâr ve kıymetli insanlardı.

Yakın bir okuldan getirilen sıraların olduğu meclis binası gaz lambasıyla aydınlatılır, vekiller son derece mütevazı ortamlarda yatar kalkar ve alınan tasarruf tedbirleri gereği fedakârca çalışırlardı.

Bu bakımdan 23 Nisan bizim için önemlidir. Elbette bugünü gururla kutlayacağız. Çünkü İstiklal Harbi’nin, vatan müdafaasının ve ülkesi için şehit olanların hatırası vardır orada.

**

Amma, bugün İsmet Özel’in ifadesiyle İstiklal Harbi kaçkınlarının, vatan savunmasında geri duranların, ülkesi tehdit altındayken düşman saflarında görünenlerin yapmacık kutlamalarına da itirazım var.

Darbelerde milletin karşısına geçenler, “PKK, doğaya saygı gösteriyor öyle ki dağ taş demiyorlar, sigara izmaritlerini bile yerlere atmıyorlar” şeklinde haberleri alkışlayanlar, Savcımız Selim Kiraz’ı şehit eden teröristleri şirin eylemciler olarak gösterenler, terör saldırılarında“Devletin kalbine bomba” diyenler de bugünü kutluyor!

Gezi’de militanlarla bir olup devlete taş atanlar, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi FETÖ-CIA ortak yapımı operasyonlarda milletin karşısına geçenler, kendi ülkesinde yaşanan herhangi bir felaketi siyasi ikbal malzemesi olarak kullananlar da 23 Nisan kutlaması yapıyor!

Oysa bugün, İstiklal Harbi’ni iliğinde yaşayan, vatanı için canını ortaya koymaktan çekinmeyen ülkesini her alanda kalkındırmak ve onurlandırmak için mücadele edenlerin günüdür. Bu da böyle biline.

**

Anıtkabir ziyaretinde sosyal mesafe;

Öncelikle hatırlatmak isterim ki, Umreden dönenlere tek laf etmeyip sürekli Avrupa’dan gelenlere dikkat çeken insanların karşısına çıkıp; “Hayır, Umreciler de karantina altında tutulmalı” diyen birisiyim.

Ardından, bar, pavyon, kafe, disko, AVM vs. kapatılsın diyerek Camii ve Cuma namazlarına dair bir şey söyleyemeyenlerin de karşısına çıkıp; “Hayır, büyük bir salgınla mücadele ediyoruz, bu dediklerinize camiiler ve Cuma namazı da ilave edilmeli” diyen biriyim.

Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Ülkede hemen her yeri kapatan hükümet, Anıtkabir ziyaretini bundan muaf tutmamış.

TBMM'nin 100'üncü kuruluş yıl dönümü sebebiyle TBMM Başkanı Mustafa Şentop, beraberindeki heyetle birlikte Anıtkabir'i ziyaret ederek, Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine çelenk bıraktı.

Kabinedeki bakanlar da dâhilMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve çok sayıda siyasi bu törene katıldı.

Ne yazık ki sosyal mesafe dikkate alınmadı. Hatta Meclis Başkanı maske bile takmamış. Tüm dünyayı kasıp kavuran bu denli dehşet bir salgını nasıl görmezden gelirler?

Tüm dünya evlerine çekilmişken, sokağa çıkma yasakları ilan edilirken, bilim kurulları hemen her gün sosyal mesafeye dikkat çekerken ve camiiler bile kapalıyken, devlet erkânı tüm bu kuralları hiçe sayarak nasıl bir örneklik teşkil ettiğinin farkında mı acaba?

Millete böyle mi örnek oluyorsunuz?

O halde markete akın eden insanları neden eleştiriyorsunuz? Umre ve Camii konusunda nasıl düşünüyorsam Anıtkabir ziyaretinde de aynısını düşünüyorum. Şöyle bir zamanda kamu sağlığını dikkate alarak hassas davranabilirlerdi.