Erdoğan: Yassıada'da yapılan yargılama değil, bir hukuk cinayetiydi

Erdoğan: Yassıada'da yapılan yargılama değil, bir hukuk cinayetiydi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yassıada'da yapılan iş yargılama değil, darbe yaparak Anayasayı çiğneyenlerin, ülkenin meşru yöneticilerini Anayasayı ihlal ithamıyla giriştikleri bir hukuk cinayetiydi."

Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada, 27 Mayıs 1960 darbesinın 60. yılında 'Demokrasi ve Özgürlükler Adası' adıyla halka açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla tören düzenlendi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış öncesi törendeki konuşması şöyle: 

Yassıada’da aylar boyunca tam anlamıyla bir zulüm makinesi işletilmiştir. Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları, komutanları, milletvekilleri, bürokratları, hiçbir somut suçları olmadığı halde, kin ve nefret ürünü insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldılar. İstiklal Harbimizin kahramanlarından olan bu ülkenin Cumhurbaşkanını, intihara teşebbüs noktasına kadar getirdiler. Nezaketi, kibarlığı, insani hasletleri dillere destan olan bir Başbakanı, idama götürürken bile prostat muayenesi bahanesiyle aşağılamaya kalkacak kadar alçaldılar.

Bu ülkenin yüreği vatan sevdasıyla dolu Genelkurmay Başkanını, darbecilere katılmayı reddettiği için bir teğmene tokatlatarak, tarihimizde görülmemiş rezillikler sergilediler.

Tarihi değiştiremeyiz, ama doğru yorumlanmasını sağlamak için tarihin hatırlanma biçimini değiştirmek elimizdedir. Böylece, bir yandan o meşum günleri hatırlarken, diğer yandan da milli iradenin her hal ve şart altında üstün geldiğini gösterebiliriz. Şu anda üzerinde bulunduğumuz adada, tarihe karşı işte böylesine anlamlı bir duruş sergiliyoruz.

 

Türk Milleti, 15 Temmuz darbe girişiminde, sokaklarda hainlere karşı canı pahasına mücadele verirken, tankları alkışlayan, televizyon başında sonucu bekleyenler de yine bunlardı.

AK Parti ve MHP olarak, ülkemizin en büyük yönetim reformunu hayata geçirirken de karşımızayine bunlar dikilmişti. Dün ezandan, İstiklal Marşı'ndan, bayraktan, birliğimizden ve beraberliğimizden rahatsızdılar, bugün de rahatsızlar. Dün milli iradeye rağmen iktidar rüyası görüyorlardı, bugün de aynı rüyayla avunuyorlar. Dün darbeden, emperyalistlerin desteğinden, felaketlerden medet umuyorlardı, bugün de aynı beklentiyle yaşıyorlar. Hamdolsun, milletimiz adeta kılcal damarlarına kadar ezbere bildiği bu habis zihniyete, 1950’den beri ülkeyi teslim etmemiştir. Buna rağmen, darbe ve kaos dönemlerindeki kısa yönetimleri sırasında yol açtıkları tahribatların telafisi bile çok uzun sürmüştür.

Türkiye, 2023 hedeflerine ulaşma yolunda ilerledikçe, gençlerimiz 2053 ve 2071 vizyonlarına sahip çıktıkça, Allah’ın izniyle bu zihniyet beyhude çırpınmaya devam edecektir.

İşte şurada kısa bir süre önce Başakşehir'de Çam ve Sakura Şehir hastanesinin açılışını yaptık. 2 bin 600 yataklı bu hastanemiz dünyada örnek hastanelerden bir tanesi. Yeşilköy ve Sancaktepe'deki hastanelerimizin de açılışını yapıyoruz.

"Demokrasiye gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin"

Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin, hepsi de 27 Mayıs hayranıdır. Hepsi de zahirde 12 Eylül’e karşı gibi gözükse de, o darbeden en çok faydayı görendir. Hepsi de 28 Şubat meftunudur. Hepsi de 15 Temmuz’a tiyatro diyerek, milletimizin destansı mücadelesini küçümsemeye çalışır. Hepsi de ülkesini yurt dışında bulduğu her mahfilde şikâyet eder. Hepsi de geçmişten bugüne teröristlere karşı derin muhabbet besler. Hepsi de yerli ve milli olan her şeye düşmandır. Hepsi de milli iradeden umudunu kestiği için darbecilerden, yabancılardan, terör örgütlerinden medet umar. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgınını dahi bu amaçla kullanmaya kalkacak kadar sefil bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sadece bu tablo bile bize, Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz milli çağrımıza ne kadar sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğinin ispatıdır.

Yurt içinde terör örgütlerinden ekonomimize kurulan tuzaklara, sınırlarımız dışında bekamız için gerçekleştirdiğimiz harekâtlara kadar tüm mücadelemizi bu anlayışla yürütüyoruz. Bize Suriye'de, İdlib'de, Libya'da ne işiniz var diyorlar. Buralarda ne işimiz olduğunu çok kısa zamanda, çok çok iyi anlayacaksınız.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.